ayhan epik
Viral Öğrenme
Viral öğrenme, uzun zamandır teknolojinin gelişmesiyle önem kazanan bir konsept. Tanımlamak gerekirse küçük bir kıvılcımla büyük bir ateş yakmak, küçük bilgi parçacıklarıyla büyük bir bilgi ağı yaratmak olarak görülebilir.
"Viral "nereden geliyor? Viral kavramı virüslerin insan bedeninde büyüme ve yayılma mantığından gelen bir terim. Sosyal medya ve online medya araçlarının gelişmesiyle viral kavramı pek çok alanda kendini daha belirgin hissettirmeye başladı.
Gangnam Style şarkısı Kore'den çıkarak nasıl dünyada viral bir etki bıraktı?
Ya da renk tartışmaları nasıl başladı?(Hangi renk ben hala anlayamıyorum :) )
Ya da Soğuk Savaş serisi nasıl oldu da Türkiye'de hızla büyüdü ve milyonların izlediği komik bir içerik haline geldi?


Aslında temelinde hepsi birbirimize bu içerikleri hem sosyal medya yoluyla hem de sözle yayarak başladı. Veya dünyanın bir ucunda yaşanan bir insan hakları ihlali nasıl oldu da bir anda gündemimize oturdu?
İşte bu güç bize yalnızca markaların tanıtımı, yeni bir şarkıcı, ya da yeni bir fenomene erişmek için kullanılabilecek bir güç değil. Fenomen de gerçi bu viral gücüyle hayatımıza girdi.
Ben bu konuyu başka bir boyuta çekmeye niyetliyim. Peki nasıl bu viral gücü daha fazla öğrenmeye çevirebiliriz?
Viral öğrenme ile bir bilgiyi ufacık bir gruptan milyonlarca insana eriştirebiliriz. Bunu ya da sadece bulunduğumuz o ufacık gruba etki ederek yapabiliriz.
Bu güç öyle bir şey ki bizim farkına varamadığımız şekillerde vücut bulabiliyor. Benim öğrenme inancıma göre bilgiyi çok daha fazla insanla buluşturabilmek tamamıyla bizim elimizde.
Bilgiyi dağıtmak için çeşitli araç ve yöntemler bularak geliştirebilir ve ulaştırabiliriz. Bunu aşağıdaki 3 güçte birleştirdim:
Sosyal medya ve dijital ortamların gücü
Ağızdan ağıza gelişen güç
Topluluklardaki etkinin gücü
Sosyal Medya ve Dijital Ortamların Gücü
Sosyal medya her geçen gün daha büyüyemeyeceğine inandığımız anda çok daha büyük bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Farklı kanallarla birlikte artık bilgiler çok daha yayılıyor. Beğendiğimiz bir YouTube kanalı o kadar güzel bilgiler paylaşıyor ki anlık olarak onları çevremizde yayarak bilgiyi çok daha büyük bir kümülatif güce çeviriyoruz.
Bir instagram hashtagiyle 500 takipçine değil milyonlarca insana öğrendiğin bir bilgiyi paylaşabiliyor ve bir akım oluşturabiliyoruz ya da twitterda bir paylaşım ile bir bilgi ağı oluşturabiliyoruz.
İşte bütün bunların temelinde güçlü ve ilgi çekici içerikleri oluşturarak doğru kanallara ulaştırabilmek yatıyor. Burada bilginin kaynağı tek bir nokta gibi görünse de Viral olmanın gücü bilginin ilk yayılma noktasından başka o bilginin dağılması ve yorumlanarak büyümesi ile bir anda milyonlarca kaynağa dönüşerek bir kümülatif bilgi ağı oluşturmak yatıyor.
Bunun en güzel örneklerinden biri ise takip ettiğimiz online dersler ve eğitim içerikleri. Eskiden bize çok uzak olan kavramlar bir ders serisi ile videolar ile kocaman dijital bir ansiklopediye dönüşüyor. Örneğin kod yazmak o kadar uzak bir olayken artık kodu telefonumuzda yazarak öğrenebileceğimiz ortamlar gelişiyor ve her seferinde bunu bir tık öteye götüren başka platformlar oluşuyor. Yani bu öğrenme yöntemi viral olarak kümülatif bir bilgi ağı oluşturuyor. İnsanların en çok ilgisini çeken yeni bir dil öğrenme hevesi ise bu virallikten nasibini alan en önemli güçlerden biri.
Hepimiz bu viral öğrenme ortamına tüketiciler olarak bir şekilde dahil oluyoruz. Ancak kritik olan ise yalnızca tüketmek değil üretmek ve katkı sağlamak. Bu üretmeyi herkes benzer konularda yeni bir şey olarak ortaya koymak gibi düşünebilir fakat bunun en önemli noktası ise yorumlar. Edindiğimiz bilgiye çok değişik yorumlar da dahil ederek aslında bilginin tartışılarak da büyümesi ve gelişmesine de ön ayak oluyoruz.
Böylece hepimiz viral öğrenmenin bir parçası oluyoruz. Bu ise bizi bambaşka noktalara taşıyor.
Ağızdan Ağıza Gelişen Güç
Sosyal medyanın dışında ben bu güce çok inanıyorum. Her zaman söylenen ve bilinen insanların sosyal varlıklar olmasının getirdiği güç bence bu. Çok beğendiğimizde öğrendiğimiz şeyleri anlatmaya meyilli oluyoruz. Bunu sadece dijital ortamlarda değil çevremizdeki insanlarla paylaşarak aslında sevdiğimiz şeylere referans oluyoruz. Bazen öyle noktalarda yayıyoruz ki bu gücü, o işin en büyük taraftarlarından biri oluyoruz.
Bunun diğer noktası ise bulunduğumuz ortamda kabul görmek oluyor. Sosyal varlıklar olmanın getirdiği kabul görme isteği, çevremizdeki insanların öğrendiği şeylerde bilgi sahibi olma ve buna yeni yönler katabilme gücü de ekleniyor. Yani arkadaşlarımız birlikte bir konuya ilgi duyuyor ve öğreniyorsa biz de bunun üzerine yoğunlaşarak ona bir şeyler ekleme ve onu geliştirme güdüsünde bulunuyoruz.
Yine bir diğer noktası ise duygular. Duygusal olarak etkilendiğimiz durumlarda karşımızdaki kişiyi etkileyebilmek için de öğrenmeye başlıyor ve bunu da anlatarak bu gelişimin de viral olarak büyümesine katkıda bulunuyoruz.
İletişimin gücü ile birlikte büyümenin doğasının farkına varıyor ve kocaman bir insan kitlesi olarak büyümeye başlıyoruz.
Toplulukların Etkisi
Bu benim en önemsediğim güç. Milyonlarca topluluk dünyada kuruluyor, etkinlik ve aktiviteler gerçekleştiriyor. Çünkü bu topluluklar bilginin kümülatif olarak büyüdüğünün farkına varıyorlar.
Burada en kritik nokta şu. İnsanlar doğruluğuna inandığı ve değer verdiği işleri yaptığında ve bunları paylaştığında bunları yayma içgüdüsüyle yapmasalar dahi bu işler istemsiz bir şekilde yayılmaya başlıyor. Yani başta bahsettiğimiz o ufak kıvılcım doğru şekilde oluştuğundan ateş çabuk harlanıyor ve kocaman bir bilgi ateşine dönüşüyor.
Bu da bizi inandığımız şeylerin peşinden koşarak doğru şeyler yapmaya itiyor. Bu doğru şeyler de bizim ufacık bir etkiyle dokunduğumuz belki 3 belki 5 belki 10 kişinin çevresine bu bilgileri yaymasını sağlıyor.
Yani biz ne kadar güçlü, doğru ve tutkulu bir şekilde öğrendiklerimizi paylaşıyorsak farkında olmadan etki ettiğimizi düşündüğümüz insan kitlesinden çok daha fazlasına erişebiliyoruz.
İşte bütün bu etkilerle viral olarak bir şeyleri değiştirebilme ve öğrenme gücüne sahibiz. Bu güç her geçen gün teknolojiyle hem öğrenme şeklimizi hem de anlatma şeklimizi etkiliyor. Belki ileride yalnızca viral olarak bir şeyler öğrenebileceğimiz okullar oluşacak. Belki her öğrencinin bir şeyler kattığı bambaşka bir öğrenme modeli gelişecek.
Bu öğrenmenin sonu yok anlaşılan. Ama gerçek olan ve yapmamız gereken tek bir şey var!
Öğrenmenin bir parçası olmak ve tükettiğimiz gibi üretmenin de doğasına ayak uydurmak!
Viral öğrenmek yalnızca üreterek mümkün. Hep birlikte üretelim ve hep birlikte gelişelim!
Viral öğrenmeyi güzelce özetleyen bu videoyu da son olarak buraya bırakmak gerek :)